20 Mayıs 2019 da yazmışım ilk defa.

Görüyorum ki; 4 yıla yakın bir sürede hiçbir şey değişmemiş.

Aynı rahatsızlıklar devam ediyor.

Bu nedenle o yazımı bir daha paylaşmak istedim bugün.

Noktasına virgülüne dokunmadan bir kez daha “hay hay!” diyelim, hatırlayalım ve hatırlatalım bakalım;

***

Bu sözüm; muhataplarına hiç kuşkusuz. Çünkü bıktırıyorlar. Görüyorum ki benim gibi on pek çok insan da şikayetçi bu konudan. Eleştiriler had safhada. Sosyal medyanın gücü ve etkisi tartışılmaz elbette. İyi kullanılırsa faydaları da… Fakat görün bakın ki; nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz birçoğumuz. Dolayısıyla başkalarına da rahatsızlık hatta zarar veriyoruz. Ama bilerek, ama bilmeyerek maalesef böyle. Ben de sık paylaşım yapanlardan birisiyim. Ancak paylaşımlarım ulu orta ve haber ağırlıklıdır çoğunlukla. Dileyen açar okur, dileyen okumaz. Fakat özel mesaj kutularına atılan gereksiz mesajlar rahatsızlık veriyor bilesiniz. Bir de 'bunu sizde paylaşın' tavsiyeleri! Emriniz olur. Ben de hemen gereğini yapıyorum zaten. Açıp okumadan siliyorum hemen. Yahu arkadaş, madem bu kadar önemli ise neden açıkça paylaşmıyorsunuz? Paylaşın ki herkes öğrensin. Aslında kolayı da var kaparsın mesaj bildirimlerini olur biter. Ama bu defa da sana gerçekten önemli bir şey bildirecek olan dostlarına ayıp olacak. Kaldı ki bizlerin de buna ihtiyacımız oluyor ara sıra. Bir iki kişi rahatsızlık veriyor diye neden dostlarımla iletişimi keseyim ki? Sadece o kişileri engellesem bu defa yeni bir hesapla arkadaşlık teklif ediyor ve aynı şeylere devam ediyorlar. Arkadaşlığını kabul etmesem, belli bir samimiyetim olduğu için yapamıyorum da. Ya o halde? İşte bütün rahatsızlık duyanlar adına buradan sesleniyorum bu arkadaşlara; Yapmayın etmeyin arkadaşlar. Karşınızdakilere rahatsızlık verdiğinizi, okunmadıklarını bile bile yapmayın lütfen!