Gıda, bilhassa da bakliyat fiyatları aldı başını gidiyor bu aralar.

Birkaç örnek vermem gerekirse; 7 Şubat 2021 de 9.95 lira olan mercimeklerin, bugün kırmızısı 18.50, yeşili ise 24.50 lira.

Bulgur, ithal çin pirincini yakalamış, 9.95 yani 10 liraya satılıyor.

Geçen yılın ilk ayında 12-13 liralarda satılan kuru barbunya bugün 26.50 lira.

8-9 liraya satılan nohutun fiyatı da 18.50 liradan başlıyor şuan.

Diğer tarafta süt ve süt ürünleri, kağıt peçete, tuvalet kağıdı, deterjan vs ürünlerde ki fiyatlar hepimizin malûmu!

Fakat, geçmişte yazdığım bir yazımda ki bir kaç cümle inanın moralimi düzeltti biraz.

2012 yılında yani bundan tam 10 yıl önce yukarıda ki başlık altında kaleme aldığım yazıdan anladığım kadarıyla; o yılın birkaç yıl öncesinde de aynı şeyleri yaşamış ve yine aynı şeyleri konuşmuşuz!

Hatırlamak ve hatırlatmak gerekirse;

“Birkaç yıl kadar önce bakliyat, yağ, peynir gibi bazı ürünlerde birbiriyle yarışan bir fiyat artışlarını görünce “vallahi kaçıyorlar” başlıklı bir yazı yazmıştım.

El ele tutuşmuş uçuyorlardı adeta.

Sonra ne olduysa oldu, eski fiyatlara dönülmese de bir nebze olsun eskiye yaklaşıldı ve duruluverdi ortalık.

Şimdi bakıyorum da yeni bir hortlama başladı sanki.

Yeniden el ele tutuştular, koştukça koşuyorlar.

Pardon coşuyorlar........”  demişim o yazımın hemen başında.

Okuduğunuz gibi, 2012 yılından birkaç yıl önce de böylesi bir fırtına yaşanmış fakat sonradan da bir düşüş yaşanmış, yaşanabilmiş!

2012 den sonra yeniden bir hareketlenme başlamış ve ben o yazımı kaleme almış olsam da fiyatların düşebildiğini hatırlamak beni umutlandırdı ve moral buldum şahsen.

İnşallah, eski fiyatlara dönülmese dahi eskiye yaklaşılsın ve ortalık duruluversin yeniden.

Sıkı fiyat denetimleri ve verilecek desteklerle üretim artışını sağlayarak o günleri görmek, yaşamak hiç de zor değil bence!