İslami duygu ve düşünceyi, islami yaşam şekillerini, islami hayat tarzlarını bir türlü pratize edemeyen, yansıtamayan, içselleştiremeyen, kanıksayamayan, boğazlarından aşağısına indiremeyen islam dünyasının mensupları; Modern- Seküler oluşumlarının/sistemlerinin dünyevi, aldatıcı, oyalayıcı, sözlü, yaldızlı, ışıklı yaşam tarzlarına, yaşam biçimlerine maruz kaldılar. Maruz kaldılar çünkü Modern- Seküler sistemlerin sundukları altın tepsideki zehiri içtiler. Güncel yaşamları içerisinde ilgileri, ilişkileri, sosyal davranışları başka güçler tarafından yönlendirildi, etkilendi ve bu etkilerin/rüzgârlarına kapıldılar.
Bu yüzden dini söylemlerimiz mekanik tekrarladan ibaret oluyor. Başka kültürlere, başka sahte yaşayışlara özendimiz için dini anlamdaki bilgilerimiz, örnekliğimiz sadece ritüellere hapsediliyor. Ve aynı zamanda belirli günlerde vicdanların rahatlatılması için sayısal, matematiksel ibedet biçimleri tezahür ediyor. Modern seküler sistemlerin bizlere sunduğu monotonlukta peygamberi/nebevi duruşlar sergileyemiyor, Kur’an-i ifadelerle konuşamıyoruz. Bunun ötesinde boş, önemsiz, ilgisi olmayan, alakasız konularla gündemlerimizi meşgul ediyoruz. Dini şahsiyetler/kişilikler hamasi konuşmalarla, afaki yorumlarla kitleleri önlerinde sürüklüyor. Daha ileri, maksimum düzeye çıkarılması gereken fikirler ve dini yaşantımız avamileşiyor.
Dini ilgiler sihir, büyü, menkıbe, hikâye, efsane ve mistik anlatılardan oluşuyor. Hurafe ve gelenek arasına sıkıştırılan cemaat mensupları, liderlerinin gizemli kerametler çerçevesinde dünya politikasını, dünya gündemini, dünya siyasetini okumaya, değerlendirmeye çalışıyor.
Bir bütün halinde yaşanmayan/anlaşılmayan islam, parçalara bölünerek daha anlaşılmaz kılınıyor.
Aziz islam mensupları ümmet olma şuurunu, ümmet olma bilincini yüreklerinde ve kalplerinde hissederek yaşamaları gerekmektedir. Hurafe, bidat ve islam prensiplerinin dışına çıkılmış gelenek sınırlarını aşarak, Modern -Seküler ve emperyalist güçlerin egemenliklerine son vermemiz ve tahakkümden kurtulmamız gerekmektedir.
Bilerek yâda bimeyerek yozlaştırılmaya çalışılan arı-duru pak Aziz İslam dini her zemin ve şartlarda evrensel çağrı ve davetini tüm insanlığa duyuracaktır. Bizler müslümanlar olarak Allahın ipine sıkıca sarıldığımız, parça parça olmadığımız müddetçe(Ali İmran 103) ayaklarımız daima sabit kalacak, hiçbir güç ve otorinin baskı ve tahakkümüne maruz kalmayacağız. dyjurnal@mail.comV YORUMLAR
YENİ YORUM YAZ
YAZARIN DİĞER YAZILARI
>>> Yazarın Tüm Yazıları |
ÇOK OKUNANLAR
GÜNÜN GAZETE MANŞETLERİ
|