Trakya’nın incisi olarak kabul edilen ve ekolojik zenginlikleriyle bilinen İğneada bölgesi yapımı planlanan nükleer santral ile sıklıkla anılmaktadır. Yöre halkının yakından takip ettiği bu durum bilim dünyasının da ilgisini çekmekte ve akademik çalışmalara konu olmaktadır. Bu çalışmalardan bir tanesi Trakya halkının nükleer santraller hakkındaki düşüncelerini tespit ederek dikkat çekici sonuçlara ulaştı. İngiltere’nin önemli üniversitelerinden bir tanesi olan the University of Leeds’de, Japonya ve Ukrayna’da meydana gelen ve insanlık tarihinin en trajik kazalarından olan Fukuşima ve Çernobil nükleer santral kazaları üzerine bilimsel çalışmalar yürüten nükleer enerji uzmanı Emrah Akyüz, Eurasian Journal Of Environmental Research isimli uluslararası akademik bir dergide, “Nükleer Enerjinin Avantajları ve Dezavantajları: Toplumsal Algı” başlığıyla İngilizce olarak yayınlanan akademik çalışmasında; Akkuyu, Sinop ve İğneada bölgelerinde yaşayan bölge sakinlerinin yapmı planlanan nükleer santraller konusundaki beklenti ve endişelerini tespit etti.
Enerji, insanoğlunun en temel ihtiyaç maddelerinden bir tanesini oluşturmaktadır. Devletler, enerji kaynaklarını kontrol edeibilmek için savaşlar çıkarmakta ya da enerji ithal etmek için büyük harcamalar yapmaktadırlar. Bu ülkelerden bir tanesi olan Türkiye, hızla artan nüfusu ve büyüyen ekonomisi dolayısıyla artan bir şekilde enerjiye ve enerjiyi temin edebileceği enerji kaynaklarına ihtiyaç duymaktadır. Kömür ve doğalgaz gibi fosil enerji kaynakları bakımından fakir bir ülke konumunda bulunan Türkiye, tükettiği enerjinin yaklaşık olarak %75’lik kısmını İran ve Rusya gibi ülkelerden ithal etmektedir. Enerjide büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye, bu bağımlılığı minimize edebilmek ya da tamamen ortadan kaldırmak amacıyla üç tane nükleer santral inşa etmeyi hedeflemektedir. Yapımı planlanan bu nükleer enerji santrallerinden bir tanesi, Trakya’nın doğal güzelliğiyle bilinen ve önemli turistlik merkezlerinden birisi olan İğneada bölgesine yapılması amaçlanmaktadır. Nükleer enerji uzmanı olan genç bilim adamı Emrah Akyüz, yakın zamanda yayınlanan son akademik çalışmasında; Trakya Bölgesi’nde yaşayan bölge sakinlerinin yapılması planlanan bu santrallere karşı hem beklentilerinin hem de endişelerinin olduğunu dile getirmekte ve yöneticlerin halkın isteklerini ve endişelerini dikkate alması gerektiğini belirtmektedir.
Yapılan bu akademik çalışmaya göre Trakya Bölgesi’nde yaşayan bölge sakinlerinin, İğneada’ya yapılması planlanan nükleer santral ile alakalı olarak iki temel endişeleri bulunmaktadır. Bunların başında ise nükleer santral tesislerinde yaşanabilecek olası kaza tehlikesi gelmektedir. 1986 yılında Ukrayna’da meydana gelen ve Türkiye’yi de etkileyen Çernobil nükleer santral kazasının neden olduğu çevresel felaketin bir benzerini yaşamak istemeyen Trakya halkı, İğneada nükleer santrali konusunda tedirginlik duymaktadırlar. Yüksek güvenlik önlemleri alınmasına rağmen nükleer santraller; doğal afetler, terör saldırıları ve insan hatası gibi çeşitli nedenlerden dolayı gözardı edilemeyecek kaza riskine sahiplerdir. Nitekim dünyanın en iyi nükleer enerji teknolojisine sahip ülkelerinden birisi olan Japonya’da 2011 yılında meydana gelen Fukuşima nükleer santral kazası, bölge sakinlerinin endişelerini haklı çıkarır niteliktedir. Olası bir kaza durumunda tüm Trakya bölgesi radyoaktif kirlenme nedeniyle canlı yaşamını ve sağlığını tehdit edecek bir duruma gelebilir. Yöre halkını tedirgin eden bir diğer konu ise nükleer atık sorunuyla alakalıdır. Temiz bir enerji kaynağı olarak bilinen nükleer santraller, enerji üretimi sonucunda nükleer atıklar ortaya çıkarmaktadırlar. Bu atıkların geri dönüşümü ise mevcut teknoloji ile mümkün değildir. Bundan dolayı vatandaşlar, yaşadıkları coğrafyanın yüksek radyoaktif değerler taşıyan nükleer santral atıklarıyla kirletilmesinden endişe duymaktadırlar.
Nükleer enerjinin hem avantajlarının hem de dezavantajlarının olduğunu söyleyen bilimadamı Akyüz, Trakya halkının yapımı planlanan nükleer santraller ile ilgili endişelerinin yanı sıra beklentilerinin de olduğunu belirtmektedir. Bu beklentilerin başında ise enerji ithalatının neden olduğu ekonomik kaybın azaltılması gelmektedir. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğunu belirten vatandaşlar, nükleer enerjinin bu bağımlığı azaltacağı görüşündedirler. Enerji ihtiyacının bir kısmını nükleer santrallerden karşılayacak olan Türkiye, daha az enerji ithal edilecek ve bu durum cari açığın azalması gibi olumlu bir neticeyle sonuçlanacaktır. Katılımcıların nükleer enerjiye dair belirtiği bir diğer beklenti ise çevre sorunlarının azalması ile alakalıdır. Özellikle kış aylarında ısınma amacıyla kullanılan kömürün neden olduğu hava kirliliğine maruz kalan bölge sakinleri, nükleer enerjinin kömür ve petrol gibi fosil enerji kaynaklarına oranla çok daha temiz bir enerji kaynağı olduğunu dile getirmektedirler. Düşük karbon salınımından dolayı tercih edilen nükleer enerji, özellikle hava kirliliğine karşı etkin bir çözüm oluşturabilir. Bölge sakinlerinin belirttiği nükleer enerjiye dair üçüncü olumlu beklenti ise kurulacak olan satrallerin istikrarlı bir enerji kaynağı olmasıdır Özellikle güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından dört mevsim verim alamadıklarını belirten Trakyalı’lar nükleer santrallerden her mevsim ve günün her saati aynı randımanda verim alabilecekleri görüşündedirler.
Trakya Bölgesinde yaşayan halkının yapımı planlanan İğneada nükleer santralinin olası avantajları ve dezavantajları konusunda yeterince bilgi sahibi olduğunu dile getiren genç bilimadamı Emrah Akyüz, bölge sakinlerinin endişelerinin ve isteklerinin dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Bunun için ise siyasi iktidarın nükleer santraller ile ilgili karar alma sürecine nükleer santrallerin çevresinde yaşayan bölge sakinlerini dahil etmesi gerektiğini belirten Akyüz, bu durumun katılımcı ve demokratik bir enerji ve çevre poltikasının hayata geçirilmesi ile mümkün olabileceğini söylemektedir.
Emrah Akyüz kimdir? Emrah Akyüz, İngiltere’nin en büyük akademik kurumlarından bir tanesi olan the University of Leeds’de enerji politikaları ve kentleşme sorunları üzerine bilimsel çalışmalar yürütmektedir. Japonya ve Ukrayna’da meydana gelen Fukuşhima ve Çernobil nükleer santral kazaları üzerine uzun yıllardır bu ülkelerde akademik çalışmalar yürüten Akyüz’ün nükleer enerji üzerine yaptığı çok sayıda bilimsel makalesi çeşitli uluslararasi akademik dergilerde yayınlanmıştır. Bu konu üzerine yaptığı son akademik çalışması ise kitap olarak yakın zamanda Türkiye’de yayınlanacaktır. YORUMLAR
YENİ YORUM YAZ
YAZARIN DİĞER YAZILARI
>>> Yazarın Tüm Yazıları |
ÇOK OKUNANLAR
GÜNÜN GAZETE MANŞETLERİ
|