Saros Körfezinde Sazlıdere-Gökçetepe arasına yapılmak istenen FSRU Limanı ve Kara boru hattı projesinde ihaleyi alan şirket mahkeme sonuçlarını beklemeden yağma ve talana başladı.

Hukuksuz bir şekilde Saros Körfezi'nde BOTAŞ tarafından yapılmak istenen FSRU Likit Doğalgaz Taşıma ve Yükleme Limanı projesi için şirketin hakkında açılan davalar sürdüğü bu süreçte kanun tanımaz bir şekilde vatandaşın tarlalarına tecavüz ederek tahrip eden şirkette tepkiler devem ediyor.

Ülkemizin yaşadığı pandemi koşullarında çok kolay bir şekilde bahane üreterek şirket yetkilileri ÇED ve İmar Planı iptal davaları sürerken keşif ve bilirkişi raporu beklemeden vatandaşın tarlalarına dozerlerle girip tarım alanlarını tahribata başlaması tepkilere yol açtı.

Hukuksuz bir şekilde tarlasına girildiğini iddia eden ve tarlasının dozerlerle kazıldığını gören Emekli Öğretmen Mehmet Zeybek kanunuz şekilde tarlasına girildiği için şirket yetkilileri hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Bölge halkının mücadelesine ve bilime aykırı bir çok madde bulundurmasına rağmen FSRU projesiyle Saros Körfezi’ni limana çevirmek isteyen BOTAŞ, ÇED iptal ve İmar Planı iptal davalarının keşif ve bilirkişi raporlarını beklemeden dozerlerle tarlalara izinsiz girip, tahrip ederek çalışmalara başladı.

Bilindiği gibi dünyanın kendi kendini temizleyebilen ender körfezlerinden biri olan Saros Körfezine hukukun ve orada yaşayan vatandaşların karşı çıkmasına, hukuk mücadelesi başlatmasına rağmen BOTAŞ şirketi yetkilileri tarafından yapılan bu saldırı mahkeme kararı beklenmeden yapılmaktadır.

Tarlasına izinsiz girildiğini iddia eden Karagöz, “Şu anda burada olan şey baştan sona hukuksuzluk. Arazisi talan olan arkadaşımız suç duyurusunda bulundu. Savcılığa ve Kaymakamlık aracılığıyla Jandarmaya da suç duyurusu yapıldı. Ayrıca Edirne Bölge İdare Mahkemesi’ne de mevcut durumun fotoğrafları iletildi. Keyfi bir şekilde olayın başlatıldığı ve bir an önce yürütmeyi durdurma kararının alınması için bir başvuru yapıldı. Hukuksal anlamda yapılması gereken her şeyi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Karagöz, “Pandemi koşulları nedeniyle insanları örgütleyemiyoruz. İşin Türkçesi pandemiyi fırsata çevirdiler. Ama bu kadar ısrarı anlamış değiliz. Gerçekten ulusal bir menfaat olsa hiç sorun etmeyeceğiz. Saros Körfezi’nde veya Ege Denizi’nde bize ait doğalgaz bulunsa ve bu doğalgazı pompalamak için böyle bir şeye ihtiyaç olsa buna eyvallah diyeceğiz. Ama Katar’ın doğalgazını Avrupa’ya pazarlamak için bunda neden bu kadar ısrar ediliyor bunu anlamak da gerçekten zorlanıyoruz. Trakya’ya bunun hiçbir yararı yok. Şimdi sonucun ne olacağını bekleyeceğiz. Hukuksal anlamda mücadelemiz devam ediyor” dedi.

Tarla sahibi Mehmet Zeybek ise, kendisine şimdiye kadar hiçbir tebligat ulaşmadığının altını çizerek çalışmalardan habersiz olduklarını söyleyen Mehmet Zeybek, kamulaştırma kararına rağmen tarafına hiçbir bedelin yatırılmadığını da söyleyerek, şunları kaydetti: “Benim malım satılık değil. Satılık olmayan bir şeyi de satın alamazsınız. Acele kamulaştırma kararıyla her yeri almaya uğraşıyorlar. Şimdiye kadar bizlere hiç bir bedel ödemediler. Bize mahkemeden de herhangi bir tebligat gelmedi. Benim çalışmalardan bir iki gün sonra haberim oldu. Gittiğimizde çalışmaların başladığını gördük. ‘Siz ne yaparsanız yapın biz buraya bu limanı yapacağız’ mantığı ile hareket eden zihniyet arazimizi bildiğiniz talan ediyorlar” dedi.